*Narita ve Haneda gibi iki mükemmel havalimanı ile ulaşması en kolay 5 şehirden biri olması çok iyi bir bağlantı şehri olmasınının göstergesi.
*Harika bir raylı sistem, otobüs ağı ve taksi bağlantılarına sahip olması. Tüm bunlar şehir içi trafiğinin uyum içinde olmasına yardımcı oluyor.
*Yaya uyumlu bir şehir planlamasına sahip olması. Bulvarlar, meydanlar, alışveriş merkezleri yayalar için son derece elverişli. Yaşlı ve engelliler için de neredeyse hiç bir sıkıntı yok.
*Bisiklet kullanımı için yaratılmış bir şehir olması şehre gelecek seyircilerin ulaşımlarını bisiklet kiralayarak gerçekleştirmeleri için birebir. Yolların sağ şeritlerinde bisiklet şeritleri olması, bisiklet otoparklarının bulunması Tokyo'da bisiklet kullanımını arttıran özellikler.
*Bukadar büyük ve gelişmiş bir şehir olmasına rağmen güvenliğin en byük öncelik olması Tokyo'nun avantajlarından sadece biri. Halkla birleşmiş ve uyum içinde çalışan polisi ile dünyanın en güvenli şehirlerinden birisi.
*İletişimin ve teknolojinin tavan yaptığı bir şehir olması, şehrin her yerinden kablosuz bağlantı ile dünyanın istenen yerine ulaşımı kolaylaştırıyor.
*Yeni ile eskinin birleşmesinin güzel bir örneği olması da Tokyo'yu farklı kılan özelliklerden biri. Mimari, tasarım, moda ve teknolojide Tokyo'nun eklektik yapısını görmek mümkün.
*Mimari, tasarım ve moda da inanılmaz bir gelişim göstermesi ile dünyanın stil başkentlerinden biri olması şehrin güzelliklerinden biri.
*Alışveriş canavarlığının tam manasıyla yaşanabildiği bir şehir Tokyo. Her yaş, ekonomi, kültürden insan burada kendini kaybedebilir.
*Spora olan tutku da azımsanmayacak derecede. Spor müsabakalarında tek tip kıyafetler, tezahuratlarla bu konudaki tutkularını gösteren Tokyo'lular Olimpiyatları son derece renkli kılabilir.
*Yüksek binalarla dolu, kalabalık, gürültülü tarafının yanında klasik Japon kültürünün ürünü olan küçük, şirin, alçak binalarla insanın ruhunu da okşayan bir şehir Tokyo.
*Bu tip organizasyonlarda yüzlerce, binlerce gönüllü çalışması ile bir kez daha ispat ettikleri üzere son derece dost canlısı, meraklı, hevesli bir halk var. Bu da gelecek seyircilerin, basının, sporcuların oryantasyonunu üst seviyeye çıkarabilir.
*7/24 hareketli, sürekli yapacak birşeylerin bulunduğu canlı bir şehir. Olimpiyatların bir turizm organizasyonu da sayılabileceği düşünüldüğünde bu özellik çok önem kazanıyor.
*Yemek kültürlerini tüm dünyaya yaydıkları ve sevdirdikleri için her bütçeye hitap edecek mükemmel bir mutfak merkezi olması da önemli bir neden.
*Japonların yüzyıllardan gelen kültürleriyle doğru orantılı olarak çevreci, yeşili seven, doğa dostu bir halka olması, sporun doğasına çok uygun olacağından da avantajlı Tokyo.
*Mükemmel otelleriyle en ufak bir yer sıkıntısı yaşanmayacak olması ile şehre gelecekleri karşılaması büyük bir artı.
*Ulaşımın kartlı sistem Pasmo ile büyük rahatlıkla yapılması, seyircilerin organizasyonlar arasında kolay hareket etmelerini sağlayacaktır. Pasmoların ayrıca mağazalarda elektronik para yerine geçmesi de bir diğer kolaylık.
*Yerli yabancı büyük medya kuruluşlarının merkezlerinin Tokyo'da olması da kusursuz ve yepyeni yayınların yapılacağınının habercisi.
*Sağlığa da güvenlik kadar önem verilmesi, diğer olimpiyatlarda bu konuda yaşanan sıkıntıları gözönünde bulundurduğumuzda öne çıkıyor.
*Son olarak Japonya'nın tüm dünyaya böyle çoklu bir organizasyonu yapabileceğini gösterme iştahının kabarıklığı.
İşte Tokyo'nun 2012 Londra'dan sonra düzenlenecek olan 2016 Olimpiyatlar için elinde bulundurduğu 20 avantaj. Japon kültürünü sevdiğim için mi bilmem ama çok istiyorum kazanmalarını. Tokyo'nun özelliklerini yazarken 2020 için aday olacağı söylenen İstanbul'un bu 20 başlıktan kaçına sahip olduğunu düşününce moralim dibe vurdu diyebilirim. Tarihi, doğu-batı birleşimi, kültür diye kendimizi uyutup duruyoruz. Ulaşım, güvenlik, konaklama, tesis, sportif düşünce ve uygulama... Çok zor çok!
Jonny Detiger gibi hayal gücünün zirvelerinde gezinen bir sanatçının evi ise konu, o ev sert, minimal, temiz hatlara sahip ve mükemmelden az olmaz. Studio MDA'dan Markus Dochantschi'nin üstlendiği bu loft residans projesinde tabiki az çoktur felsefesi benimsenmiş. Tarihi denebilecek kadar eski ve klasikleşmiş unique tasarımlarla modern çizgilerin bir ortası bulunmuş Detiger'in evinde.
Son 30 yıldır Hindistan'ın kuzeyinde, en ilkelinden de olsa scooter'ı olmayan kız evlenemezmiş. Bunu yazılı olmayan bir kanun gibi düşünmek lazım. Scooter yoksa çeyiz de tamamlanmamış sayılıyor bir nevi. 30 yıldan bahsettim, tabiki scooter piyasası 30 yıl önceki gibi değil şu sıralarda. Hatta bir devrim söz konusu.
*Narita ve Haneda gibi iki mükemmel havalimanı ile ulaşması en kolay 5 şehirden biri olması çok iyi bir bağlantı şehri olmasınının göstergesi.
ABD ve Japonya'nın başlattığı, Avustralya'nın da teknik ve stratejik destek verdiği füze savunma sisteminin çalışmaları tam gaz devam ediyor. Denizden gemi ve karadan olmak üzere iki bölümden oluşan bu sistem ile Asya-Pasifik bölgesinde potansiyel tehlike olarak görülen Kuzey Kore'ye karşı füzeli savunma amacı güdülüyor. Nedir dertleri diyecek olursanız kısaca Kuzey Kore'nin nükleer çalışmaları diyebilirim. Atom bombaları, füzeler derken bu nükleer olaylardan vazgeçecek gibi durmuyorlar. Hani tarzlarına bakacak olursam da vazgeçtik deserler bile bu arkadaşlara pek güven olmaz sanki. Bu durum benzer çalışmalar içinde olan Çin'e de "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" uyarısı gibi olacak. Çin'in bu uyarıya vereceği tepki sert olursa Pasifik'te karışık günler geliyor gibi.
Kayıtlar
