9.05.2009

silah(sız)lanma

Mardin vahşetinden sonra, koruculuk, töre, doğunun durumu gibi tüm konular yeniden masaya yatırılır oldu. O kadar anlaşılmazki, bazı konuların dillenmesi için büyük felaketlerin boy göstermesi mi gerekiyor? Uzun zamandır gündem dışı olan bu konular için bu tip bir eylem gerekiyormuş.

Olayın silahlanma boyutu ile ilgili biraz ahkam keseceğim. Psikolojik durumu pek de sağlam olmayan, geçim sıkıntısının getirdiği yıkımları herkesten çok hisseden polislerin bile bellerinde silahla halkın içinde bulunması garibime giderken eğitimsiz korucuların emrine kocaman cephanelerin verilmesinin garip kere garip olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çok aksiyonun olduğu bir ülkede polisin silahsızlanması, koruculuğun bitirilmesi gibi durumların söz konusu olamayacağı savına katılırım ama silah yetkisi verilecek kişilerin en azından mini bir eğitimden geçirilmeleri, psikolojilerinin incelenmesi ve bu eğitimler-testler sonucunda yetkilendirilmesi daha doğru olmaz mı? Çözümlerin bu kadar basit söylemlerle, önerilerle gelmeyeceğini elbette biliyorum ama bir yerlerden başlamak gerek.

Terörle, aksiyonla uzaktan yakından alakası olmayan İsviçre'de bugünlerde, 100 yıl önce askerlere verilen bir hakkın geri alınması ile ilgili büyük bir uğraş var. O zamanlar ordudaki askerlerin akşam evlerine dönerken veya emekli olduktan sonra ani saldırılara karşı hazırlıklı olmaları ve daha hızlı hareket edebilmeleri amacıyla silahlarını eve götürebilmeleri için yasa çıkarılmış. Yılda 300 cinayet yaşandığı için Ordusuz İsviçre* grubunun başkanı Eric Peytremann, emekli askerlerin silahlarını muhafaza edebilmesi veya muvazzaf askerlerin akşam evlerine dönerken silahlarını yanlarına alabilmesini sağlayan 100 yıllık yasanın değişmesi için yasa tasarısı sundular. Mart ayında bu yasa tasarısı, ülkeyi koruyan askerlere ve ülkeye emek vermiş insanlara güvenilmediğini gösterecek bir hareket olacağı düşünülerek reddedildi. Peytremann ve grubu protestolarını sürdürüyor. Bakalım bu silahsızlanma hareketi olumlu bir karşılık bulacak mı?

Bizdeki şartlar bu kararları alabilmek için çok da uygun değil ama ucundan da olsa bu yönde adımlar atılmasını ummak hayalperestlik olmasa gerek.

6.05.2009

duygu altıparmak styling*





Biraz da reklam yapalım bari! Stylingler kız arkadaşıma ait; Duygu Altıparmak. Ara ara beğendiğim çekimlerini paylaşayım dedim. Harvey Nicholls'un bir kampanya çekimi. Kız gecenin bir yarılarına kadar Polenezköy'de perişan olmuştu toz yutmaktan. Neyse görüldüğü üzere değmiş...