18.12.2010

*leffot


Hala yaninda nakit tasiyan var mi bilmiyorum ama daha cok cesit cesit ayakkabilarla on plana cikan *leffot sicak paralarindan vazgecemeyenleri dusunmus ve en minimalinden bu cuzdanlari uretmis. Goruldugu gibi 3 renk ve deri kalitesi basarili.

14.12.2010

beton chesterfield


Chesterfield kanepe icin kelimeler yetersiz. Ozet geciyorum; efsane. Bordo parlak deri yuzeyi ve harika formuyla en bilindik tasarimlardan biridir. Buraya kadar her sey normal ama bu efsane kanepenin betondan uretilmeye baslandigini soylesem? Su fotograflara bakinca yalan oldugu dusunulebilir, ya bu linke gidince?

9.12.2010

*wish-goal


Yeni yil yolda. Beraberindeki hedef ve hayalleri iyi bir yerlere yazmak lazim. Bambu uzeri laser kesim Wish-Goal bu is icin ideal.

mandal

Belcika'da ODTU'lu sanatci Mehmet Ali Uysal imzali bir park duzenlemesi. Turkiye'de eksikligin sanatcida olmadiginin bir kaniti adeta. Ben bayildim..

11.09.2010

macbook yuvasi

Ipad, iphone derken macbooklarin pabucu dama atildi zannedilmesin. Apple macbooklar icin cilali elma agacidan uretilen kilif satista. Almak isteyen?

31.08.2010

hirvat cimentosu


Kim demis cimento paketleri tasarim kaygisi tasimaz diye? Ne yalan soyleyeyim ben derdim. Hani ne bileyim Italya'dan falan ciksa ihtimal verilir de Hirvatistan'da boyle bir yenilik garip geldi dogrusu. Tridvajedan'in Hirvasitan'in cimento markasi Dalmacijacement icin tasarladigi cimento paketleri sektorun soguklugunu bir nebze kirmis gibi. 'Optimo' ic mekanda kullanilmak uzere 'ev', 'Strukto' endustriyel mekanlar icin 'tunel' grafikli olarak tasarlanmis.

13.08.2010

kivir pacayi

Sicakla basa cikmada dogal yollar bulmanin yaraticilik gostergesi sayildigi su gunlerde, klima harici uretilen her fikir ilgimi cekiyor. Sabahlari ise giderken sort giymek icin 'yanip tutussam' da, gun ici programimda yeralan en az bir toplanti sayesinde(!) uzun uzun pantolonlarin icine girmek kacinilmaz oluyor. Dogal fikirler ilgimi cekiyor dedim, arkasindayim. Moda sagolsun, 2010 yaz erkeginin en belirgin parcasi, pacasi kivrilmis pantolonlar.

Hemen burun 'kivirmamak' lazim pacasi kivrilmis pantolon hadisesine. Ilk kez 50'lerde Amerika'lilar tarafindan kullanildigini iddia edenler de var, 70'lerde Skinhead'lerle ortaya ciktigini soyleyen de. Bir gercek var ki yakin gecmiste, 2001'de Newyork'lu moda tasarimcisi Thom Browne'un kaliteli dikis takintisiyla bu seneki halini aldi. Donem donem gun yuzune cikan modanin yeni soluk bulamama haline cozum getirmek icin yaratilan, klasik pantolon ve takimlarin tahmin edilirligine alternatif olan, benim gibi fonksiyonellige onem verenler icin de, sicaklarla, duzgun giyinerek basa cikmaya yardimci olan bir akim.

He ben fotograftaki zat kafalarinda degilim, jean pacasi kivirma asamalarindayim ama olsun. Guzel mi degil mi diye pek de sorgulamamak lazim. Ne de olsa goz acip kapanincaya kadar kis geliyor. Unutulur gider..

5.07.2010

julia gillard*

Avustralya'da gectigimiz hafta Isci Partisi'nin, dolayisiyla hukumetin basina gecen Julia Gillard'in populerligi arttikca artiyor. Nasil artmasin ki? Kirmizi saclari, Galler gocmenligi, bekarligi derken bir baska azinlik ozelligini daha ogrendik; ateistligi.. Son saydigim ozelligi buyuk tartisma konusu ama Avustralya'dan baska heryerde. Avustralya'lilarin cogunlugu kendilerini yonetecek kisinin inancini umursamiyor.

Church of England'i, birden fazla es istegi reddedildigi icin kuran VIII Henry'nin Ingiltere'sinde de durum pek farkli degil. Muhafazakar Cameron'un yardimcisi Clegg, din ile alakasi olmadigini bircok kez dile getirmesine ragmen oylarin %23'unu almayi basarmisti. Muhafazakarliklariyla taninan ulkelerde bile yonetenin ateist olmasi secilememe sebebi olmaktan cikmisken, sozum ona ozgurluklerin merkezi konumundaki ABD'de yapilan ciddi anketler, Obama'nin baskanliginin bir tur pr parcasi oldugunu, aslinda azinliklara olan bakisin biraz abartiyla Turkiye standartlarinda oldugunu gosteriyor.

Gillard'a donmek gerekirse, kendisi inanmasa da tum inananlara saygisi oldugunu soylemesi, cocukken gecirdigi bir hastaligin sonucu olarak maden iscisi babasinin karariyla ve ilik iklim hasretiyle Avustralya'ya tasinmis bir Galler gocmeni olmasina ragmen tum Avustralya'lilari kucaklamasi, yani sadece kendisi gibi dusunenleri ve hissedenleri degil tum ulkeyi dusunmesi, umarim Turkiye'de etnik politika izleyenlere ornek olur.


27.06.2010

madonna'nin guzellik sirri

Su photoshop keske gazete, dergi, bilgisayar ekrani, billboard, tv disina ciksa, gercek hayata da mudahale etse diyen 1 milyar kadin bulabilirim diye facebook grubu kurulsa beklenen sayiya ulasmak cok uzun bir zaman almazdi diye dusunuyorum.

Bircok ulkede 'kadinlarin psikolojisini olumsuz etkiliyor' gerekcesiyle kullanilmasi etik bulunmayan, kullanilsa da 'dokunulan' fotografin altina 'dokunulmustur' ibaresi yer alma zorunlulugu getirilen photoshop'un nelere kadir oldugunu gosteren guzel bir Madonna calismasi olmus.

nasheed yuzdurebilir mi?

Bir ulke dusunun, nufusunun %40'i balikcilik, geriye kalaninin buyuk bir bolumu de turizm ile ugrassin ama o ulkenin sularla kaplanmasina ramak kalsin. Hint okyanusunda, en kralindan irili ufakli 1200 adanin olusturdugu Maldivler'den baska bir yer degil bu burasi.

En yuksek noktasi deniz seviyesinin sadece 1.8 m uzerinde olan ulkede, halk -kuresel isinma ve iklim degisikliklerinin getirdigi- bir moral bozuklugu yasasa da, Gayoom diktatorlugunun sona ermesi ve rejimi degistiren eski yasakli lider Muhammed Nasheed'in ulkenin basina gecmesiyle umut patlamasi yasanmis. Oyle ki dogum oranlari uzun zaman sonra yukari ivme kazanmis, okul sonuclari gecen senelere gore %30 artmis, daha onceleri baslarina pek gelmeyen bircok uluslararasi spor organizasyonu kapilarini calmis.

Bakmayin 43 yasindaki genc liderin mutluluk tablolari cizdigine. Yazinin basinda soyledigim gibi ulkenin sahip oldugu adalar, sular altinda kalma tehdidiyle karsi karsiya. Alti kuru bir topragin ozlemini cektikleri acik ama 2000 yili askin suredir bu adalarda yasadiklarindan ayrilmanin fikrinin bile kahredici olduguna eminim. Gundemlerinde su siralar baska topraklara tasinmak var elbet. Sri Lanka, Hindistan ve Avustralya en kuvvetli adaylar gibi gozukuyor. Nasheed, her ne kadar bilimadamlarinin ilerleyen teknikler sonucunda daha uygun bir cozum bulacaklarinin inandigini soylese de, tasinma fikrini de halkina isindirmaya calismaktan geri kalmiyor.

Maldivler halki, 1990 yilinda ulke diktatorlukle yonetilirken cikardigi politik 'sangu' isimli derginin ardindan tutukluk halleri baslayan, rejim aleyhinde konusmalarinin ardindan devam eden ve son olarak rejimi degistirerek basbakan olan ve bu sirin musluman ulkesine demokrasiyi getiren Muhammed Nasheed'in liderliginde, hayatta kalmak icin onlerinde cok zorlu bir yol oldugunun farkindalar. Daha 43 yasinda cozumu imkansiz diye dusunulen bircok sorunu halleden basbakanin, ulkesini yine yuzdurecegine olan inanc tam..

21.06.2010

solar decathlon birincisi


SurPLUShome Germany Team tarafindan tasarimi ve uygulamasi yapilan bu fotovoltaik panellerle kapli ev, genelde estetik kaygi tasimayan solar evlerin son donemde degismeye basladigini gosterdigi icin ilgimi cekti. Solar evlerin fonksiyondan oteye gecmesi icin onemli bir yarisma olan Solar Decathlon yarismasinda birincilik kazanmalari da ilginin benimle sinirli olmadigini gosteriyor dogrusu.

20.06.2010

boyle bir taksici olamaz*

Emeklerine sonsuz saygi duydugum ama cogu zaman zaten berbat olan Istanbul trafigine yine ayni yonde bulunduklari katkilardan dolayi hos dileklerimi (!) gonderdigim taksi soforleriyle hergun iyi-kotu iletisim halindeyim. Iyi-kotu dedigime bakmayin, oranlar %50-50 degil kesinlikle, kotu orani daha agir basiyor dogruya dogru ama gecenlerde rastladigim bir takcisi neredeyse tum kotu hafizayi sildi; The best taxi driver Ihsan..

Sohbetini, guler yuzlulugunu gectim, kartvizitini verdigi ve kisisel websitesi oldugunu soyledigi an yasadigim saskinlik gorulmeye degerdi. Ciragan'in taksisi oldugundan musterileri cogunlukla turistlerden olusuyormus. Musterileriyle iletisim halinda olabilmek icin onceleri "where are you from" benzeri kaliplarla basladigi Ingilizce macerasi "anliyorum ama konusamiyorum" ile devam etmis ve "kendimi ifade edecek kadar konusuyorum" asamasina kadar gelmis. Babadan ogula gecen meslekler gordum ama taksiciligin bu mesleklerden biri oldugunu bilmezdim. Ihsan bey meslegini o kadar cok seviyor ki oglunu da taksici olarak yetistiriyormus. Oglunu taksici olarak yetistiriyormus derken gercek bir yetistirmeden soz ediyorum. Soyle ki, turist musteri kitlesine mini bir rehberlik yapabilmek icin Bizans tarihi okuyup, ogluna da calistiriyormus Ihsan bey.

Kisacik yolda bikkinlik veren trafige ragmen zamanin hos gecmesini saglayan The best taxi driver Ihsan'a tesekkuru bir borc bilirim. Belki bir gun siz de rastlarsiniz..

11.06.2010

citta slow|slow food

Yas kemale eriyor diye midir bilmiyorum ama en sevdigim iki hareket citta slow ve slow food bu gunlerde. Her sey yavas olsun, ne gerek var acele etmeye. Zaten hayatin kendisi hizlica akiyor bari sehirler, yemekler yavas olsun da tadini alalim.

Bu iki akimdan ilham alan bir mekan aciliyor Alacati'da. Riders Beach Alacati. Babylon ile Otto'nun ayrilmasindan sonra ne olacak bu Alacati'nin hali diye dusunenler fazla uzulmesinler. Kis boyunca, butun gun yatip muzik-yemek-muhabbet zevkini dort gozle bekleyenler de endiselenmesinler. Dinamo dj'leri ile bir costurup bir dinlendirecek, ozel yerel soslariyla bezenmis Italyan mutfagi ile doyuracak ve buz Alacati deniziyle serinletecek Riders Beach kapilari yarin saglam bir parti ile aciliyor.

Bize dugun munasebetiyle Izmir yollari gozuktu, hazir gitmisken iki-uc eklenmez mi? Oldu mu sana dort gun tatil. Riders'dan canli baglantilarla ilk izlenimleri bildiririm artik.

10.06.2010

moda yollari

Pazar sabahi Ali Ece, ailesi, Total Futbol tayfasi ve Duygu ile Moda'daki St Joseph'liler derneginde edilen kahvaltidan sonra atilan mini tur bana yine Istanbul'un 1-2 ilcesine hapsoldugumu hatirlatti. Sehrin gobeginde ama sakin, yepyeni ama eski, modern ama klasik dokusyla her gittigimde bana, "buralara daha cok gelmeliyim" dedirten Moda, yine yapti yapacagini. "Bu sefer cok acmayacagim arayi o kesin" dedikten sonra ilk hedefimi belirledim bile. Rahmetli Baris Manco'nun Ingilizler'den kalma, tahmini 120 yillik olan ve buyuk ugraslar ile Kadikoy Belediyesi tarafindan Sunay Akin'in danismanliginda muze haline getirilen kosku.

Ustanin bestelerini yaptigi piyanosundan, yaptigi cizimlere, pasaportlarindan, sahne kiyafetlerine kadar tum kisisel esyalarinin sergilendigi bu muze sayesinde hem Manco'ya ozlemimi biraz dindiririm, hem de Moda ziyareti icin firsat yaratmis olurum.

susilo kartono*


Madem bitkilerden, agaclardan gidiyoruz bu aralar, alin size bir - kesilenin yerine yenisi dikilir - hikaye daha. Yine uzak diyarlardan, Endonezya'dan.

Endonezya denilince akillara bitmek bilmeyen yagmurlar geliyor elbet. Avrupa'da mimari, mobilya, urun tasarimi basliklarinda yanina bile yaklasilamayan tropikal agaclar, Endonezya topraklarinda elini sallasan ellisine carpacak durumda. Malzeme ucuz ve bol, iscilik de bir o kadar ucuz olunca, ulke, modern somuruculerin ilgi odagi haline geldi.

Avrupa'dan ureticilerin somurulerine, kendi yarattigi yerel tasarim markasi, Magno Design ile karsi koyan, hatta ismini dunyaya duyuran Susilo Kartono'nun gul ve cam agacindan - el ile, tanesini 16 saatte - urettigi ahsap radyolarin tam bir tasarim harikasi olmalarinin otesinde, uretim asamalarinda kesilen agac sayisi kadar yeni tohumu ayni yere ekerek surdurulebilirlik yaratmasi inanilmaz heyecan verici dogrusu.


oldurmeyeceksin

Istanbul'a 3. kopru tartismalari surekli degisen gundemin kurbani olunca, 2 gun suren, - 1.5 milyon agac kesilecek eyvah - gozyaslari kurudu gitti. Olacaklar belli, yok edilecek agaclar yumusak hareketlerle algi disinda tutulacak ve gunu geldiginde de bammmm...

Ulke var, ulke var demekten kendimi alamiyorum bu konuda. Istanbul'da kicikirik bir kopru icin milyonlarla dillendirilen agac, bir cirpida yoksayilirken, dunyanin diger ucunda, Avustralya Melbourne'de yerel kurul, sehirdeki her agaca bir deger bicerek, o agaclara zarar verenlere bu bedelleri odetmeye hazirlaniyor. Bu baglamda Melbourne'deki agaclarin toplam degeri 400 milyon Euro'yu buluyor. Mesela bundan boyle agac kesmek isteyen bir firma cikarsa, sehirde kestigi agac bedelinde yeni agac dikmek zorunda kalacak.

Ayni yaptirim Istanbul'da olsaydi, belediyenin sirf su 3. kopru olayinda ne kadar ceza odemek zorunda kalacagini varin siz tahmin edin. Bir ulkede agaclari oldurenler devlet tarafindan cezalandirilirken, bir ulkede de devlet, kendisi oldurmekten cekinmiyor.. Ne diyor Tevrat sayin basbakan, oldurmeyeceksin...

11.05.2010

sen sogut, millet isinsin*


Son zamanlarda yaratici geri donusum projelerini hayranlikla izliyorum:

*California'da dilimlere ayrilmis sogan uretim ve satisi yapan bir firma, ilk asama sonrasi ortaya cikan 680 bin kg sogan atigini yenilenebilir -460 evi isitabilecek gucte- enerjiye donusturuyor.

*Indiana'da Notre Dame Universitesi, kampusteki yuzlerce bilgisayari sogutmada yararlandigi suyu, bu surecin ardindan ilik hale geldikten sonra yakinlardaki kaktus ve diger col bitkilerini nemlendirmek icin kullaniyor.

*Amerikan hukumeti, 'deniz suyu ile isi elde etme' basligi uzerine fizibilite yapmasi icin Lockhead Martin'e 1 milyar dolar destek veriyor.

Bu tip projeler say say bitmez aslinda ama bir tanesi var ki okuyunca hayranligimi gizleyemedim. Helsinki'de 2. Dunya Savasi'ndan kalma bir yer alti siginaginin enerji ureten bir yer haline donusturme yontemi dahice.

Finlandiya'da bir IT firmasi olan Academica'nin yetkilileri, yerel yoneticilerle anlasarak 19. yuzyildan kalma bir Ortodoks Katedral'inin altinda yer alan siginagi server merkezi olarak kullanmaya baslarlar. Buraya kadar her sey tamam ama bu yerel otorite ile yapilan anlasma geregi bilgisayarlarini sogutmak icin kullandiklari suyu -yine yerel bir fabrika yardimiyla- isindiktan sonra transfer edip civardaki 1000 evi isitmak icin kullanirlar. Yillik getiri 150 bin Euro civarinda. Yapilan aciklamaya gore bu sekilde dunyadaki enerji aciginin %50si giderilebilecekken suan bu oran %1-2'lerde geziyormus.

8.04.2010

alevler içinde*

Nairobi'den, illegal silahların alevler içindeki görüntüsü..

2.03.2010

ron arad | restless


Erdem Londra yolcusu olunca Barbican'daki Ron Arad sergisi geldi aklıma. 30 yıl boyunca bizi kendisine hayran bırakan tasarımlarını mayıs sonuna kadar sergileyecek olması, bu dönemde yolu Londra'dan geçecekleri şanslı kılıyor.

LED uygulamaları, parlak malzemeli heykelsi tasarımlarının yanında Arad'ın eskimek bilmeyen mimari eserlerinden örnekler ve tasarıma ilk atıldığı, Punk döneminden esinlendiği tasarım parçaları sergileniyor Restless'de. Eskimek bilmeyen dedim, Arad da bu söze gönderme yapmış olmalı ki sergisinin adını Restless koymuş. O kadar tanıdık, aşina olduğumuz tasarımlar var ki herkesin kendinden birşeyler bulacağına eminim. Neyse fazla söze gerek yok, Erdem gibi gitme şansı olanlar kaçırmasın...

17.02.2010

snowflakes_stockholm 10



Salone del mobile Milano kadar olmasa da dünya mobilya sektörüne yön veren tasarimcıları, üreticileri, meraklıları ve basını biraraya getiren harika bir fuar Stockholm furniture fair. Zaman buldukça, Stockholm 2010'da görücüye çıkan tasarımları paylaşmak istiyorum. Düz mantıkla bakınca İsveç denince güzel kızlar kadar olmasa da akıllara gelen bir diğer ikon kar tanesidir. Bu bağlamda ister kolaya kaçma deyin ister fuarın konseptine uygun deyin Claesson Koiviston Rune'nin 'kar tanesi' sehpa serisi en ilgi çekici parçalardan oldu.

Aslında bu fikir "İsveç soğuktur, kar çok yağar, haydi kar tanesi sehpa tasarlayalım" mantığıyla çıkmamış. Hayatını kar tanesi fotoğraflamaya adayan Wilson Bentley'nin "Her kar tanesi bir tasarım harikasıdır" iddiasından etkilenerek farklı yükseklik ve tiplerde kar taneleri fikri hayata geçirilmiş. Çıkış noktası, tasarım aşaması, bilgisayar destekli üretim süreciyle Stockholm 2010'a yakışan bir mobilya line'ı olmuş. Fuardan şimdilik bukadar..

15.02.2010

zaman herşey*

Dinlerken vücuda istem dışı tepkiler verdiren parçalar listesi olsa -ki bir ara yapmalıyım böyle bir liste- en tepede olmaz mı "Time is My Everything"? Sözleri mi keseyim, melodiye mi kapılayım, ikisinde de mi kaybolayım? Bilemedim ki..


Many moons have passed
since our paths last crossed
Did you maybe lose your way?
'cause time is my everything
* * *
Time is my everything
For you I'd do anything
Under the sun

* * *
And child, don't you fear anything
For all of the wicked men,
shall have to stand in line
I know you're gonna see it in the fullness of time

13.02.2010

havada gibi

Pat diye giriyorum yazıya, Khouri Guzman Bunce markasını oldum olası beğenmem. New York merkezli marka, 60'lara gönderme yapan bir tarzın temsilcisi ama bunu da o dönemin tasarımlarına kendinden birşeyler katmadan yapıyor. Aslında olumsuz görüşlerimin bu harika koltuğu görene kadar sürdüğünü de söylemeliyim. 'Mancini' koltuk yine 60'lar göndermesiyle Khouri Guzman Bunce tarzını yansıtıyor ama malzeme secimi ve havada asılı gibi duran modern çizgisiyle işte şimdi olmuş dedirten bir tasarım...

8.02.2010

ipucu

CiSiM4263 bir sonraki proje icin ipucu olsun..

ministry of interior design*



Son zamanlarda daha bir merakliyim ofis projelerine. Ismi lazim degil kocaman bir tanesiyle hasir nesir gunler gecirdik Erdem'le birlikte. Bitti hazirliklari... Bekle bekle bir hal olduk, yarim mutluluk verdi isin sonu. Baslangic icin iyidir dedik, pozitifler cikardik diger yaridan, negatiften. Bu projede de bizimkini gordum inceden.

Soft Citizen, -saglam pabuc bir produksiyon firmasi- Ministry of Interior Design'in -Kanada merkezli tasarim ofisi- kapisini calar ve bu eski kus yemi fabrikasini deneyselinden bir ofise cevirmesini ister. Sonuc ortada. Surdurulebilir modern malzemelerle akilda kalan bir kompozisyon yazmis tasarim ekibi. Karsinizda birkac karesi...

geçmişten bugüne#

ykb 'bankacılık üssü'




Yapı Kredi'nin Gebze'deki, 'bankacılık üssü' olarak adlandırılan binası açıldı. Aslında bayat haber bu, bina açılalı 3 ay oldu ama bu harika binayı geç de olsa blog'da paylaşmamak tasarım ve uygulamayı üstlenen Teğet Mimarlığa haksızlık olurdu.

Coğrafyanın eğimini kullanıp 10 metrelik bir konsolla çalıştırılan binanın şeffaf bakır cephesi etkileyici olmuş. Merkezde bir atriyum ile ona yaslanan iki parça'nın bu cephe kaplaması gün ışığını içeri alıp, olumsuz etkilerini dışarıda bırakıyor. Bayıldım doğrusu, bu tip bir yapının İstanbul'da olması da ayrı bir mutluluk.

coil lamp




Konsept şudur ki bir aydınlatma elemanı için gerekli iki şey var; elektrik kaynağı ve ampul, gerisi hikaye. Konsepte uyulmuş, hikaye okunmamış by Craighton Berman.

real tomato ketchup*

Mısır nişastası, sirke, sarımsak tozu, deniz tuzu ve birkaç gizli parçanın karışımı ile Jamie Oliver tarzı basit ketçap. Suffolk'dan geliyor bu 'gerçek ketçap'. Kendilerini klasik deyimle unutulmaya yüz tutmuş İngiliz tatlarını yeniden canlandırmaya adamış üreticiler tarafından Jamie pazarlama yardımıyla piyasaya sürülmüş. Şişesi hoşuma gitti, tadı da şişesi gibiyse yammy. Bu arada unutulmaya yüz tutmuş İngiliz tadı nedir ya? milli yemeği Fish&Chips olan bir ülkeden bahsediyoruz.

london_istanbul


Hep öğrenci değişim programları olacak değil ya. Bu sefer de üç İngiliz mimarlık ofisi İstanbul'a, üç Türk mimarlık ofisi de İngiltere'ye gidecek, al sana mimarlık firmaları değişim programı. The Architecture Foundation İstanbul ayağının ön ayak olduğu bu program kapsamında Londra merkezli David Kohn Architects, Studio Weave ve 00:/ İstanbul Teknik Üniversitesi'nde workshoplara katılıp, projelerini paylaşacaklar. Bunun tam tersi, İstanbul firmaları Aslı K. İngin, ddrlp, Tuspa da Londra'da öğrencilerle ve mimarlarla buluşacaklar. Çağdaş Türk Mimarisinin gelişmesi için proje üzerine proje üreten Arkitera portalı ve Garanti Galeri'nin katkıları unutulmamalı. Anlaşılan bu ay workshop dolu günler bizi bekliyor.

iç iç kendine bak



Bira denildi mi, hele de Belçika birası olduğu zaman konu, Stella'nın üzerine tanımam. Biliyorum çok sıradan bira, evet daha kalitelileri varken Stella'nın esamesi okunmaz ama öyle değil benim için. Neyse Stella değil bahsedeceğim, aslında hiç içmediğim bir bira bu başlığın altında bulunan. Yine Belçika apoletli Vedett markası daha içirmeden merak ettirdi kendisini.

Gidiyorsun websitesine, yüklüyorsun kendi fotoğrafını, 10bin şişenin üzerinde görüyorsun o yüklediğin fotoğrafı. Şansın varsa karşılaşırsın bir şekilde. İşini şansa bırakmak istemeyen ısmarlasın 38 paunda.

Stella işçi çıkartıyor Belçika'da, onlar bile bu haldeyse diğer markalar dahice pazarlama teknikleri bulamazlarsa kaçınılmaz sona erken ulaşırlar. Vedett'in atılımı güzel olmuş, içip içip bakarım kendime.