
Hala yaninda nakit tasiyan var mi bilmiyorum ama daha cok cesit cesit ayakkabilarla on plana cikan *leffot sicak paralarindan vazgecemeyenleri dusunmus ve en minimalinden bu cuzdanlari uretmis. Goruldugu gibi 3 renk ve deri kalitesi basarili.

Hala yaninda nakit tasiyan var mi bilmiyorum ama daha cok cesit cesit ayakkabilarla on plana cikan *leffot sicak paralarindan vazgecemeyenleri dusunmus ve en minimalinden bu cuzdanlari uretmis. Goruldugu gibi 3 renk ve deri kalitesi basarili.

Chesterfield kanepe icin kelimeler yetersiz. Ozet geciyorum; efsane. Bordo parlak deri yuzeyi ve harika formuyla en bilindik tasarimlardan biridir. Buraya kadar her sey normal ama bu efsane kanepenin betondan uretilmeye baslandigini soylesem? Su fotograflara bakinca yalan oldugu dusunulebilir, ya bu linke gidince?

Yeni yil yolda. Beraberindeki hedef ve hayalleri iyi bir yerlere yazmak lazim. Bambu uzeri laser kesim Wish-Goal bu is icin ideal.
Belcika'da ODTU'lu sanatci Mehmet Ali Uysal imzali bir park duzenlemesi. Turkiye'de eksikligin sanatcida olmadiginin bir kaniti adeta. Ben bayildim..
Ipad, iphone derken macbooklarin pabucu dama atildi zannedilmesin. Apple macbooklar icin cilali elma agacidan uretilen kilif satista. Almak isteyen?

Kim demis cimento paketleri tasarim kaygisi tasimaz diye? Ne yalan soyleyeyim ben derdim. Hani ne bileyim Italya'dan falan ciksa ihtimal verilir de Hirvatistan'da boyle bir yenilik garip geldi dogrusu. Tridvajedan'in Hirvasitan'in cimento markasi Dalmacijacement icin tasarladigi cimento paketleri sektorun soguklugunu bir nebze kirmis gibi. 'Optimo' ic mekanda kullanilmak uzere 'ev', 'Strukto' endustriyel mekanlar icin 'tunel' grafikli olarak tasarlanmis.
Sicakla basa cikmada dogal yollar bulmanin yaraticilik gostergesi sayildigi su gunlerde, klima harici uretilen her fikir ilgimi cekiyor. Sabahlari ise giderken sort giymek icin 'yanip tutussam' da, gun ici programimda yeralan en az bir toplanti sayesinde(!) uzun uzun pantolonlarin icine girmek kacinilmaz oluyor. Dogal fikirler ilgimi cekiyor dedim, arkasindayim. Moda sagolsun, 2010 yaz erkeginin en belirgin parcasi, pacasi kivrilmis pantolonlar.
Avustralya'da gectigimiz hafta Isci Partisi'nin, dolayisiyla hukumetin basina gecen Julia Gillard'in populerligi arttikca artiyor. Nasil artmasin ki? Kirmizi saclari, Galler gocmenligi, bekarligi derken bir baska azinlik ozelligini daha ogrendik; ateistligi.. Son saydigim ozelligi buyuk tartisma konusu ama Avustralya'dan baska heryerde. Avustralya'lilarin cogunlugu kendilerini yonetecek kisinin inancini umursamiyor.
Su photoshop keske gazete, dergi, bilgisayar ekrani, billboard, tv disina ciksa, gercek hayata da mudahale etse diyen 1 milyar kadin bulabilirim diye facebook grubu kurulsa beklenen sayiya ulasmak cok uzun bir zaman almazdi diye dusunuyorum.
Bir ulke dusunun, nufusunun %40'i balikcilik, geriye kalaninin buyuk bir bolumu de turizm ile ugrassin ama o ulkenin sularla kaplanmasina ramak kalsin. Hint okyanusunda, en kralindan irili ufakli 1200 adanin olusturdugu Maldivler'den baska bir yer degil bu burasi.
SurPLUShome Germany Team tarafindan tasarimi ve uygulamasi yapilan bu fotovoltaik panellerle kapli ev, genelde estetik kaygi tasimayan solar evlerin son donemde degismeye basladigini gosterdigi icin ilgimi cekti. Solar evlerin fonksiyondan oteye gecmesi icin onemli bir yarisma olan Solar Decathlon yarismasinda birincilik kazanmalari da ilginin benimle sinirli olmadigini gosteriyor dogrusu.
Emeklerine sonsuz saygi duydugum ama cogu zaman zaten berbat olan Istanbul trafigine yine ayni yonde bulunduklari katkilardan dolayi hos dileklerimi (!) gonderdigim taksi soforleriyle hergun iyi-kotu iletisim halindeyim. Iyi-kotu dedigime bakmayin, oranlar %50-50 degil kesinlikle, kotu orani daha agir basiyor dogruya dogru ama gecenlerde rastladigim bir takcisi neredeyse tum kotu hafizayi sildi; The best taxi driver Ihsan..
Yas kemale eriyor diye midir bilmiyorum ama en sevdigim iki hareket citta slow ve slow food bu gunlerde. Her sey yavas olsun, ne gerek var acele etmeye. Zaten hayatin kendisi hizlica akiyor bari sehirler, yemekler yavas olsun da tadini alalim.
Pazar sabahi Ali Ece, ailesi, Total Futbol tayfasi ve Duygu ile Moda'daki St Joseph'liler derneginde edilen kahvaltidan sonra atilan mini tur bana yine Istanbul'un 1-2 ilcesine hapsoldugumu hatirlatti. Sehrin gobeginde ama sakin, yepyeni ama eski, modern ama klasik dokusyla her gittigimde bana, "buralara daha cok gelmeliyim" dedirten Moda, yine yapti yapacagini. "Bu sefer cok acmayacagim arayi o kesin" dedikten sonra ilk hedefimi belirledim bile. Rahmetli Baris Manco'nun Ingilizler'den kalma, tahmini 120 yillik olan ve buyuk ugraslar ile Kadikoy Belediyesi tarafindan Sunay Akin'in danismanliginda muze haline getirilen kosku.
Madem bitkilerden, agaclardan gidiyoruz bu aralar, alin size bir - kesilenin yerine yenisi dikilir - hikaye daha. Yine uzak diyarlardan, Endonezya'dan.
Istanbul'a 3. kopru tartismalari surekli degisen gundemin kurbani olunca, 2 gun suren, - 1.5 milyon agac kesilecek eyvah - gozyaslari kurudu gitti. Olacaklar belli, yok edilecek agaclar yumusak hareketlerle algi disinda tutulacak ve gunu geldiginde de bammmm...

Erdem Londra yolcusu olunca Barbican'daki Ron Arad sergisi geldi aklıma. 30 yıl boyunca bizi kendisine hayran bırakan tasarımlarını mayıs sonuna kadar sergileyecek olması, bu dönemde yolu Londra'dan geçecekleri şanslı kılıyor.

Salone del mobile Milano kadar olmasa da dünya mobilya sektörüne yön veren tasarimcıları, üreticileri, meraklıları ve basını biraraya getiren harika bir fuar Stockholm furniture fair. Zaman buldukça, Stockholm 2010'da görücüye çıkan tasarımları paylaşmak istiyorum. Düz mantıkla bakınca İsveç denince güzel kızlar kadar olmasa da akıllara gelen bir diğer ikon kar tanesidir. Bu bağlamda ister kolaya kaçma deyin ister fuarın konseptine uygun deyin Claesson Koiviston Rune'nin 'kar tanesi' sehpa serisi en ilgi çekici parçalardan oldu.
Pat diye giriyorum yazıya, Khouri Guzman Bunce markasını oldum olası beğenmem. New York merkezli marka, 60'lara gönderme yapan bir tarzın temsilcisi ama bunu da o dönemin tasarımlarına kendinden birşeyler katmadan yapıyor. Aslında olumsuz görüşlerimin bu harika koltuğu görene kadar sürdüğünü de söylemeliyim. 'Mancini' koltuk yine 60'lar göndermesiyle Khouri Guzman Bunce tarzını yansıtıyor ama malzeme secimi ve havada asılı gibi duran modern çizgisiyle işte şimdi olmuş dedirten bir tasarım...


Son zamanlarda daha bir merakliyim ofis projelerine. Ismi lazim degil kocaman bir tanesiyle hasir nesir gunler gecirdik Erdem'le birlikte. Bitti hazirliklari... Bekle bekle bir hal olduk, yarim mutluluk verdi isin sonu. Baslangic icin iyidir dedik, pozitifler cikardik diger yaridan, negatiften. Bu projede de bizimkini gordum inceden.


Yapı Kredi'nin Gebze'deki, 'bankacılık üssü' olarak adlandırılan binası açıldı. Aslında bayat haber bu, bina açılalı 3 ay oldu ama bu harika binayı geç de olsa blog'da paylaşmamak tasarım ve uygulamayı üstlenen Teğet Mimarlığa haksızlık olurdu.
Mısır nişastası, sirke, sarımsak tozu, deniz tuzu ve birkaç gizli parçanın karışımı ile Jamie Oliver tarzı basit ketçap. Suffolk'dan geliyor bu 'gerçek ketçap'. Kendilerini klasik deyimle unutulmaya yüz tutmuş İngiliz tatlarını yeniden canlandırmaya adamış üreticiler tarafından Jamie pazarlama yardımıyla piyasaya sürülmüş. Şişesi hoşuma gitti, tadı da şişesi gibiyse yammy. Bu arada unutulmaya yüz tutmuş İngiliz tadı nedir ya? milli yemeği Fish&Chips olan bir ülkeden bahsediyoruz.

Hep öğrenci değişim programları olacak değil ya. Bu sefer de üç İngiliz mimarlık ofisi İstanbul'a, üç Türk mimarlık ofisi de İngiltere'ye gidecek, al sana mimarlık firmaları değişim programı. The Architecture Foundation İstanbul ayağının ön ayak olduğu bu program kapsamında Londra merkezli David Kohn Architects, Studio Weave ve 00:/ İstanbul Teknik Üniversitesi'nde workshoplara katılıp, projelerini paylaşacaklar. Bunun tam tersi, İstanbul firmaları Aslı K. İngin, ddrlp, Tuspa da Londra'da öğrencilerle ve mimarlarla buluşacaklar. Çağdaş Türk Mimarisinin gelişmesi için proje üzerine proje üreten Arkitera portalı ve Garanti Galeri'nin katkıları unutulmamalı. Anlaşılan bu ay workshop dolu günler bizi bekliyor.


Bira denildi mi, hele de Belçika birası olduğu zaman konu, Stella'nın üzerine tanımam. Biliyorum çok sıradan bira, evet daha kalitelileri varken Stella'nın esamesi okunmaz ama öyle değil benim için. Neyse Stella değil bahsedeceğim, aslında hiç içmediğim bir bira bu başlığın altında bulunan. Yine Belçika apoletli Vedett markası daha içirmeden merak ettirdi kendisini.