Temmuz sayisini dort gozle beklerim Monocle'in. Most Liveable City raporu ve konu ile alakali diger makalelerin icine girdigimde zaman su gibi akar gider. Bu aralar -sehirlerin suc oranlari, toplu tasima kaliteleri, geri donusum cabalari, cevre duyarliliklari, farkli yasam tarzlarina toleranslari vb bircok kriteri goz onunde bulundurarak hazirlanan- raporun ust siralarina gozumu diktim. Hedef, tum bu kritelerler sonucu ust siralarda yer alan sehirleri bir bir gezmek. Gecen hafta -son 3 senedir listede ilk 5'te yer bulan- Zurih'le sezonu actik, siradakini planliyoruz.
Tarihleri birkac ay onceden ayarladik, Art Basel'e denk getirdik, ucak biletlerini hallettik ama fuar donemi otel doluluklari hesap disi kaldi. Iki gun de Basel'de kalalim diye plan yaparken iyi-kotu kalacak tek bir otel bile bulamayinca tatilin Basel ayagi kalmasiz, sadece tek gunduz Art Basel gezmeli hale geldi. Art Basel icin basli basina bir yazi gerekli aslinda, sonraya saklamakta fayda var.
Basel'den 50 dakikalik bir tren yolculugu, hizlisindan, dubleks vagonlu. Avrupa'nin en iyi ulasim merkezi denilen Zurih Houpt Bahnhof'a varmak uzereyiz. Cikolata fabrikalari ard arda karsimiza cikiyorlar, Lindt, Frey derken Zurih huzurlarimizda.
Kalacagimiz otele ulasmak icin kac numarali tram'a binmemiz gerektigini ararken HB Zurih'in etkileyiciligi dikkatimizden kacmiyor. Biletler temin edilir edilmez istasyonu dolasma geregi hissediyoruz. Sehrin en iyi kiosk'u, sprungli dukkani, pub'i istasyon icinde. Migros sponsorlugunda klasik muzik ve vals festivali de bonusu. Bu arada sehirde Migros egemenligi dikkatlerden kacmiyor, bankasindan restoranina her sey Migros.
Sonunda otele variyoruz ve cantalari birakir birakmaz birseyler atistirmak icin tekrar disari cikiyoruz. Otel yakinlarindan kesif yapmanin tam zamani. Langstrasse civarindayiz. Bir sure once belali bir muhitken simdilerde tasarimcilarin, moda meraklilarinin ugrak yeri olmus. Sira sira butikler ve cafeler arasindan secim yapmak zor. Atiyoruz kendimizi bir dukkana; Z Am Cafe.. Yemeklerle ilgili yorum yapmam zor, cok birsey yemedim ama yerel biralarin hemen hemen hepsini denedim, pek benlik degil, sadece Birell'i biraz daha one cikaririm.
Mekan Aekae tasarimi. Epoksi zemin, genelde zeminde kullanilan mese parkenin benchlerde ve barda kullanilmasi, aydinlatma elemanlari ve benchlerin uzerindeki minderlerin kumaslari mekan ile ilgili bizi ilk etkileyenler. Ortam, yemekler, icki derken on numara mekan olmus. Isvicre'nin genelinde basimiza dert olan pahalilik burada da basrolde tabii ki.
Insan hic durmadan yeni yerler kesfetmek istiyor ama ayaklar ayni seyi soylemiyor, butun gun kosusturmayla gecince yarina birakalim diyoruz, biraz dinlenme vakti...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder